Yaşam Büfesinde “Dört KitapR... “…Kişinin kalkanı kendi saflığıdır; hayata ve ustasına olan sevgisidir…”Yalnız” kelimesi iki ayrı anlama gelir. Yalnız kalmaktan doğan acıları anlatan bir yanı da vardır. Ama buna karşılık yalnız olmanın mutluluğunu anlatan tarafı da vardır…Yeryüzü...
Yaşam Büfesinde “Ödül ve Ceza&... “… Düşmanın koordinatlarını bildirdim. Ateş idare topların açılarını saptadı. Dört top birden gürledi. Oyun genel olarak iki yada üç aşamalı oynanacaktı. İlk atış ya uzak ya kısa düşerdi çoklukla. Ben de yeniden değerlendirme yapacak, “50 m uzat ya da kısalt”...
Yaşam Büfesinde “4E ler”... “… Onun eski ve yeni “4E” si olduğunu bu ayın başında öğrendim. Sanırım global krizin pençesindeki büyük şirketlerin lider kadrosu için görüşlerini güncelliyordu. “Kazanmak” isimli kitabını da çok sevdim. Her ay onun iki sayfasını özüme kazımak...
Yaşam Büfesinde “Malatya Anılar... “…Rahmetli babam “An… diye diye öldü” deyince kayısıcı “Vay be ne ilaçmış; bak adam babasıyla ilacın adını birlikte anıyor” diye gıpta etmiştim ilk anda. Biraz sonra işin esası anlaşılacaktı… “Al bunu babana ver” deyince...
Yaşam Büfesinde “Satış Destekl... “… Firmamın desteğine ihtiyaç duyduğum zamanda bu desteği kendime göre tam alamamaktan dolayı biraz panikteydim… Maalesef bizler ilaçlarımızı kullanan çiftçiyi bayinin yanında hep ihmal ettik. Ben bu çalışmada bölgemin satış kadrosunu tam olarak görmek isterdim....
Yaşam Büfesinde “Kendin çal, ke... “… İspanya Alcante’deydim. Zaman 1993 Mart ayı. Ülkemi temsil etme sorumluluğuyla ilk yurt dışına çıkışımdı. Yirmi bir ülkeydik. Sadece yarım saat sahnede kalacaktım. Bir ayı aşkın sürede hazırlanmıştım. Türkçe metni yazdım. Sevgili Pınar İngilizce’sini...
Yaşam Büfesinde “Dibini Aydınla... “… Yıllar önce gördüğüm bir rüyayı dün gibi anımsıyorum. On basamaklı bir merdiveni çıkıyorum. Karşımda demir bir kapı. Elimi uzatıyorum; kapıyı açamıyorum. Kapının sapı yok. Sağa sola bakıyorum; mekan yok, duvar yok. Bir boşluk… Geçtiğimiz son iki yılda...
Yaşam Büfesinde “İnsanın TSE s... “…Dere tepe, dağ ova dolaşmasını seven tek gözlü bir adam varmış. Yürür yürür gidermiş, gider gider yürürmüş. Birgün uzaktan renkleri karmakarışık bir köy görmüş; alacalı bulacalı garip bir köy. Yaklaşmış köye doğru. Yolları bir tuhaf, evleri bir tuhaf, insanları...
Yaşam Büfesinde “Şubat 2009R... “… Yetmişli yılların ilk günlerindeyiz. Bizim Konya’lı Mehmet, bu kez Türkçe dersinde. Gece okuluna gidiyor. Birkaç ay sonra sınava girecek. Mutlaka ilk okul diploması almalı. Yoksa devlet memurluğunu sürdüremeyecek. Emekliliğine de birkaç sene kalmışken… Mehmet...