Mustafa COPCU » Blog Archive » YaÅŸam Büfesinde “Konak BuluÅŸması (3)”

YaÅŸam Büfesinde “Konak BuluÅŸması (3)”

“… YeÅŸil aÄŸaçlar görüyorum / Ve kırmızı güller de (görüyorum) / Çiçek açmalarını görüyorum / Benim ve senin için / Ve kendi kendime düşünüyorum / “Ne harika bir dünya!” / Mavi gökler görüyorum / Ve de beyaz bulutlar (görüyorum) / Aydınlık kutsanmış gün / Karanlık kutsal gece / Ve kendi kendime düşünüyorum / “Ne harika bir dünya!”… / El sıkışan arkadaÅŸlar görüyorum / “Nasılsın?” diyorlar / Onlar aslında ÅŸunu söylüyor / “Seni seviyorum”… / Evet, kendi kendime düşünüyorum / “Ne harika bir dünya!” (Louis Armstrong “What a wonderful world !”)…”

Sâfalar getirdiniz sâfa geldiniz dostlar > Bezme revnak verdiniz / Sâfa geldiniz dostlar

Merhaba

Dün, özlediÄŸimiz güzel bir beraberlik yaÅŸadım(k). Cici BaÅŸkan (EZM68OT)“ın organize ettiÄŸi toplantıda buluÅŸtuk. Uzaklardan gelen arkadaÅŸlarımız oldu. AyÅŸe Tunalı’nın dediÄŸi gibi “bezme revnak kattılar”. Armstrong Amcanın dediÄŸi gibi “Ne harika bir dünya !” olduÄŸunu bir kez daha anladık. Şükrettik. Bu üçüncü “Konak BuluÅŸması” idi ve katılım hepsinden daha güzeldi; hem nicel ve hem nitel olarak daha zengindi. Biraz önce dediÄŸim gibi Antalya’dan gelen Alev; Balıkesir’den eÅŸi, kızı ve torunuyla gelen Yusuf, Akhisar ve Aydın’dan katılan arkadaÅŸlarla özlem giderdik. İstanbul’dan gelme hevesi yüksek olan Cihan ve Hayrettin’i; tee Antep’ten gelmek için saÄŸlık sınırlarını zorlayan Mehmet’i inÅŸallah bir sonraki beraberlikte dünya gözüyle görmemiz nasip olur. Yazımın ekindeki videoda görüleceÄŸi gibi bu kez hanım arkadaÅŸlarımız (9/21=%43) sayıları ve saÄŸlık olarak varlıklarıyla bizi mutlu ettiler. Devamını bekleriz; belki de Åžengün’ün baÄŸ evinde çok geç kalmadan. Neden olmasın ! Her ÅŸey nasip meselesi.

Yıllar sonra ikinci Orhan’la (EZM68OÇ) görüştüm. Fakülteyi aynı bölümde okuduk. Bir süre önce kendimi lise yıllarımızla Orhan’a anlatmaya çalıştım telefonda. AnlaÅŸamadık. Åžimdi bir de buraya yazayım. Orhan’la İzmir Atatürk Lisesi ikinci sınıfta (2 Fen D) beraberdik ve de samimiydik. O, kapıdan giriÅŸteki ilk sıranın ikinci sırasında (sıranın sırası biraz acayip, Türkçe’yi iki yüz kelime ile konuÅŸup/yazınca böyle oluyorsa da siz anladınız bence); ben orta sıranın ikinci sırasında 184 Tuna ile oturuyordum. Hemen arkamdaki sırada da 256 Erol (KeçebaÅŸ) otururdu. Orhan’ın babası teknik askerdi ve elektroniÄŸe meraklı Orhan sınıfa germanyum (!) vs getirip bize pilsiz radyo dinletirdi. Neyse konuyu dağıtmayayım. Yıllar sonra Orhan’ı görmek güzeldi; Onur’u da ve Ümit’le Şükran’ı da… KuÅŸkusuz tüm arkadaÅŸlarla anılar tazelendi ve kimi anları cep telefonuyla videoya çektim. Daha sonra paylaşırım.

Bugünlerde blogumda pekçok yazı “taslak” olarak kalmış. BaÅŸlamışım bitirememiÅŸim. Bu yazım da öyle olmasın diye ve dünkü buluÅŸmanın heyecanı sürerken yaptığım montaj filmi de paylaÅŸabilmek için burada yazımı sonlandıracağım.

Sağlık ve esenlik içinde tekrar buluşmak dileğiyle yolunuz açık ve aydınlık olsun.

Öykücü