Mustafa COPCU » Blog Archive » YaÅŸam Büfesinde “Doktorantlar”

YaÅŸam Büfesinde “Doktorantlar”

“…Ãœniversite profesörleri zaten çok çalışıyor ve sürekli daha fazlasını yapmaları gerekiyor. Her yıl üretmeleri gereken bilimsel makalelerin büyük bölümünün yazılması için doktora öğrencilerine gerek duyarlar (rahmetli Latif az çekmedi; Doç.DrYD ve Prof.Dr.E.I’nın bu yöndeki isteklerinden). Profesörler ayrıca bölüm toplantılarına, fakülte kurul toplantılarına ve gündemlerini dolduran diÄŸer toplantılara katılmakla çok meÅŸgul oldukları için doktora öğrencilerine gerek duyar (rahmetli DaniÅŸ az çekmedi Gıda’daki YaÄŸ uzmanı hocalarından ve isyan ettiÄŸinde istifa etmesi ön kabulü ile doktorasını kabul ettiler). Ve, profesörler elektronik kumar makinesi başından kalkmayan kumar tutkunları gibi sürekli ürettikleri hibe baÅŸvurularının uzun bölümlerinin yazılması için de doktora öğrencilerine gerek duyar…”

Torunların gurbetliğinde geride kalan dedelerin hüzünleri (2021 / Ağustos; Barış Hollanda yolculuğu arifesinde)

Merhaba

Yazımın giriÅŸindeki kısım Marie Eve Maille’den bir alıntıdır (*). Yazıya baÅŸlarken aklımın çerçevesinde önceki yazımdan kalmış olan “anı madenciliÄŸi“nden fotoÄŸrafları dillendirmeyi sürdürmekti. Bu dar çerçeveyi ÅŸekillendirmeye çalışırken torunum Barış’ın Hollanda seyahatinin kesinleÅŸmiÅŸ olmasının ruhumdaki etkileri önce çıktı. Nasipse 1 Eylülde gidiyor olacak; yolu açık ve aydınlık olsun. Bu sene ikinci yıl ise de hızlı bir geliÅŸmenin ardılında pandemi oluÅŸunca ebeveynli evin çatısı altındaki rahatlık yeni bir gurbetliÄŸi yine, yeniden stresli kılıyor gibi görünüyor benim gözüme. Bu karmanın içinde yazıma, elime yol çizmeye çalışırken bir de “ZM68WA Grubumuzda” sevgili Özcan’ın (Prof.Dr.Ö.Sarı) torununun ABD’e gidiyor olması mesajı paylaşıldı. Mesajın içinde “dar aile olmanın, tek torun olmanın ekstra hüznü de” olunca gurbet ellere çıkıştaki ailelerin duyguları ve çekilen sıkıntılar bu kez beni aldı götürdü yetmiÅŸli yılların baÅŸlarına. Neden yetmiÅŸli yıllar ?

Kariyer Yolculuklarında Gurbet

Sınıf arkadaÅŸlarımdan bugün saÄŸ (Prof.Dr.E.E.O. ve Prof.Dr.Ö.S, Allah ömürlerini uzun etsin, saÄŸlık ve esenlik içinde tüm sevdikleriyle birlikte) ve rahmetli (Prof.Dr.Latif ÇaÄŸlayan) olan üç arkadaşımın akademik kariyer uÄŸruna, doktora yapmak için Almanya-Giessen Ãœniversitesi‘nde kiminin sohbetine tanık olduÄŸum sıkıntılar ile bugün torunlarımızın gidiÅŸindeki güzellikleri kıyasladı aklımın kıvrımları. Neler buldu ?

Tam bilmiyorum. Çünkü ben bu gurbetliÄŸi hiç yaÅŸamadım. Tüm tahsil yaÅŸamım ve kamu, özel sektör iÅŸ hayatım ve bugünlerin hepsi Ä°zmir odaklı, ailemin yanında geçti. Tek gurbetliÄŸim sevgili Ersin’le birlikte yaÅŸadığım altı aylık Polatlı Topçu Okulundaki yedek subay öğrencilik günlerimdir. Bu altı ayın da altı yüz sayfalık anısı çıkar yazmaya kalksam. Her neyse ! Yazmaya çalıştığım bu deÄŸil.

Yazımın devamında Barış’ın yolculuÄŸu arifesinde ÇeÅŸme’de yaÅŸadığım heyecan ve az da olsa stres yüklü günlerinde görebildiklerimden bir kesit sunmaya çalışacağım. Bundan önce eklediÄŸim kısa videodaki bir fotoÄŸraftan esinlenerek dolaylı bir ÅŸekilde bir baÅŸka konuya geçiÅŸ yapacağım. Barış’ın elinde tırmık bahçemdeki çam yapraklarını çimenlerin üzerinden toplayıp bahçe temizliÄŸi yapıyor bizim evimizde. Onların evi bize birkaç yüz metre ilerde ve evlerinde Barış’ın böyle bir bahçe iÅŸi alışkanlığı görmedim. Bizde de yaptığını görmemiÅŸtim. Peki neden ÅŸimdi ve gönüllü olarak kendiliÄŸinden ?

Kortizon vs Sentetik Piretroid

Hiç ilgisiz gibi görünse de aklım ikidir yediÄŸim iÄŸne ile mesleÄŸimde çoklukla fayda/yan etki konusunda ikilemde kaldığım bir tarım ilacı etken maddesini bir araya getiriyor. Bir yanda oÄŸlum için 1975 de, eÅŸim için 2014 de tanıştığım kortizon (steroid) ile geçen hafta benim de buluÅŸmam yazımın bir giriÅŸine dolaylı etkisi oldu Barış’ın elindeki tırmığı görünce.

Çünkü ben de iki hafta önce yaptığım bir hatanın sonucunda Barış beni aÄŸrılar içinde gördü. Ben de 1975 de oÄŸlum, 2014 de eÅŸimden sonra geçen hafta kortizon (steroid) ile tanıştım mecburen, mecburiyetten. Dün ilk defa kendimi biraz daha iyi hissedip denize gittim. O sırada 1985 mezunu bir ziraat mühendisi (eÅŸimle daha önce görüşüp tanışmış) yanıma geldi. Zootekni’den mezunmuÅŸ. En son balık çiftliÄŸi varmış ve ÅŸimdi emekli olup bize yakın köyde oturuyormuÅŸ sürekli olarak. Beni dolaylı olarak nereden tanıdığını anlatmak için “TÖ benim sınıf arkadışımdı; sizi ondan duyuyordum. Doktorası biter bitmez siz özel sektöre almışsınız” dedi. Bu açıklama da beni “Doktorant ile Profesör” arasındaki iliÅŸkiye götürdü. Çünkü Dr.TÖ’i Ciba-Geigy‘e doktorası bittiÄŸi gün teknik danışman olarak aldığımda (1995) buna en çok üzülen Prof.Dr.ND olmuÅŸtu. Çünkü Dr.TÖ, geliÅŸtirme ve ruhsat amaçlı firma ilaç denemelerini baÅŸarıyla yapan hocanın en büyük yardımcısı idi. Ä°ÅŸte bu anıların bütünleÅŸik etkisi beni oÄŸlum Ãœmit’in geçen hafta hediye ettiÄŸi “Vasatlığın Ä°ktidarı” isimli kitabın 36 ncı sayfasındaki Marie-Eve-Maille’nin sözlerine götürdü. Ä°letiÅŸim alanında doktora yapmış Kanadalı Marie “Farm Project” konusunda yaptığı çalışmanın sonuçlarını paylaşırken (!) aykırı bir tutum ortaya koyan gıcık bir araÅŸtırıcı olsa gerek; bunu hem internetteki ÅŸu açıklamalarında ve hem de sözünü ettiÄŸim kitaptaki yaklaşımlarına görüyorum:

” …The Maillé affair concerns a court ordinance obtained by a private company to force scientist Marie-Ève Maillé to give access to data exposing the identity of her research participants. The researcher documented the conflicts that arose in a municipality of Québec in the context of a windfarm project. Dre Maillé, adjunct professor at Université du Québec à Montréal, refuses to comply to the ordinance because it contravenes the ethical duty of preserving the privacy of research data. The ordinance was retracted in May 2017…”

Akademik dünya doktora öğrencilerinde öfke yaratmaya eğilimlidir. Bu tuzağa düşmemek için, tezini kabul ettiremeyen lisansüstü öğrencisi Tiphaine Riviere, üniversite yaşamının pek çok istirmacı yönünü anlatan sert bir roman yazmış (https://ayearofreadingtheworld.com/2018/02/28/book-of-the-month-tiphaine-riviere/). Bu romanda öğrencileri kendi işlerinde kullanan profesörler arasındaki iç çekişmelere, profesörlerle tumturukla kelime oyunlarına dayalı entellektüel ilişkilere, gönüllülük temelinde verilen ikincil dersler ve düşük ücretli yönetimlerine dikkat çekiyor. Ayrılık acıları, tecrit, bol miktarda bencillik ve sık depresyon var. Bu durum sadece yabancı ülkelerde mi var ?

Bizimkiler

Bizden bir sınıf önde olan (Doç.Dr.YD) ile rahmetli Latif Zirai Ekonomi Kürsüsünde küçük bir kıdem farkı ile birlikte çalışıyorlardı. Gerek YD, gerekse Prof.Dr.EI, rahmetli Lâtif’in gecesini gündüzüne katmışlardı kendi kariyer yolculuklarındaki çalışmaları üzerine yıkarken. Bunu yaÅŸayan Lâtif, YD ÇeÅŸme’de kapı komÅŸum olunca beni uyarmıştı: “Aman dikkat et !” diye. Her neyse ! Konu bu da deÄŸil.

Peki konu ne ? Bundan önce bir örnek daha. Rahmetli sınıf arkadaşım Dr.DaniÅŸ engelli bir arkadışımdı ama her zaman inançları, bilgi ve becerisi ile dimdik dururdu. Doktora çalışması sırasında yaÄŸ uzmanı profesör (bak ÅŸimdi adını anımsayamadım. Rahmetli Enstitü müdürüm Mahmut beyin bacaÄŸanağı idi sanırım) DaniÅŸ’in hazırladığı laboratuvar tarihlerini beÄŸenmemiÅŸ ve kürsü toplantısında acımasız eleÅŸtirince DaniÅŸ dayanamamış: “Hocalar, hocalar siz fezadan mı geldiniz ? Siz hiç hata yapmaz mısınız ?” demiÅŸ. Bu tepki akademik hiyerarÅŸiye uygun düşmemiÅŸ olsa gerek ki DaniÅŸ’in doktorasını koÅŸullu kabul etmiÅŸler: Önce istifa dilekçesini alıp sonra doktorasını kabul etmiÅŸler.

Åžimdi benim merak ettiÄŸim; torunum Barış Hollanda (Gröningen)‘ya, Özcan’ın torunu Egemen ABD (Maine) ne giderken biz dedelerin ve ninelerin kaçan uykuları, uykusuz geceleri düne göre çok daha iyi olan günün koÅŸullarında ebeveynlerin korkularından daha mı azdır ? Ä°ÅŸte sevgili Özcan’ın uykusuz geçen gecenin ertesi gününde grubumuzda paylaÅŸtığı mesaj:

Bir zamanlar Giessen Gurbetliğini yaşayan bugünün iki emekli profesörü arasındaki paylaşımın ilk adımı:

  • Ersin”cim dün gece bir türlü uyku tutmadı. Sabaha kadar sadece ayakta deÄŸildim. Torun eÄŸitim için USA,ya gitti. Aile olarak kalabalık deÄŸiliz. OÄŸlan tek, gelin tek torun tek. Ailenin sayısal durumu zayıf. O nedenle biraz keyfim kaçtı. Uykuda kaçtı. Ben de geceyi uykusuz geçirdim. Yazanlara ben de yazdım. Sizin gibi anlayışlı ve deÄŸerli arkadaÅŸlara çok teÅŸekkür ederim. Bir hafta sonu beklerim efecim. Sevgiler selamlar.

ve sevgili Metin’in mesajı:

  • Sevgili Arkadaşım, Main’e Bir zamanlar Yolum Düşmüştü Çok Güzel Lakin SoÄŸuk Bir Yer bir Zamanlar Küçük Ev Diye Bir Dizi Vardı Evler Ve Sokaklar Aynen Öyle idi(eÄŸer kaldıysa) üniversite bakımından da zengindi Patates Tarımı Ve Teknolojisi Bakımından ileri Bir Durumda idi.Tekrar Hayırlı Olsun

ve yine gurbet ortağı olan Ersin’den katkılı (Giessen’li günlere, anılara deÄŸinmeli) bir moral mesajı:

“…[12:37, 22.08.2021] Ersin OnoÄŸur: Amerika’nın Maine Eyaleti’ne yerleÅŸmek isteyenler için seminer https://www.ntv.com.tr/dunya/amerikanin-maine-eyaletine-yerlesmek-isteyenler-icin-seminer,FRL9hrBqkkqB0Z-A4g4pPw
[12:40, 22.08.2021] Ersin OnoÄŸur: Efem, bizim Giessen den çok daha güzel bir yermiÅŸ yahu…Senin Egemen isabetli bir seçim yapmış, aferin ona…”

ve ÅŸimdi dileÄŸim bu yazımın linkini ZM68 de paylaÅŸtığımda “Gurbet anıları” ya da “Doktorantlar” açısından öykü paylaşım bekliyorum.

Barış’ın elindeki kitap

Bundan önce güncel talanlardan kurtulamayan ruhuma da azıcık teselli olsun diye bugün bize kahve sohbetine gelen torunum Barış’ın elindeki kitabın (Zülfü Livaneli / Huzursuzluk) fotoÄŸrafını çekip yazımın ekindeki filme ekledim. Kitabın arka kapağı ve ilk sayfasında “Deve ve Harese” öyküsü ile günümüz arsız, hırsız, utanmaz, hain otoritelerinin dine dayalı zulmüne gönderme yapan “kendi kanını içmeyi” vurgulayan kısmı da yazıma almak istiyorum. Bundan önce geçen gün Barış’a verdiÄŸim üç kitabın kapak görüntüleri de var filmin bir yerinde; önce bunlara deÄŸinip sonra Livaneli’nin kitabına geçeyim. Yazarının siyasi arenadaki kimi tutum ve davranışlarını beÄŸenmiyor olabilirsiniz. Bunu göze alarak paylaşıp yorum yapıyorum.

Barış’a verdiÄŸim arÅŸiv kitaplarım:

  • Yıl 1996 Ãœlkesel krizin yakıcı, yıkıcı etkilerini atmaya çalışan özel sektördeki bölgesel satışın sorumluluÄŸunda ikinci yılım; üstüne üstlük bir de global birleÅŸmenin yaÅŸatması kaçınılmaz olan iÅŸten çıkarılmanın da korkuları var. Satışın ve yönetimin ayak oyunlarında bunalıyorum. Ä°ÅŸte o günlerde TÃœBÄ°TAK kitaplarından biri var Barış’a verdiÄŸim: Gündelik Bilmeceler ve onun bir yerinde Ray Bradbury‘nün bir kitabına atıf var.
  • 1969 Polatlı: “Fahrenheit 451″ isimli kitabı okumazdan çok önce kitabın filmini izlemiÅŸtim: DeÄŸiÅŸen Dünyanın Ä°nsanları. Filmin vizyona girdiÄŸi yılın hemen ardında Türkiye’ye gösterime giren film bir daha sahnelerde görünmedi. Belli ki tutulmadı. Kitap düşmanlığının iÅŸlendiÄŸi, itfaiye yerine yangın ekiplerinin olduÄŸu ve nerede kitap bulurlarsa gidip yaktıkları bir filmdi.
    • Devlet, insanların düşünsel dünyalarını özgürleÅŸtirdiÄŸi için tüm kitapları yasaklamış ve kitap kavramını tedavülden kaldırmıştır. Devlet, kitaplarla olan savaşı kazanmıştır. Ä°tfaiyede çalışan Guy Montag’ın görevi de bu mevcut tüm kitapları yakmak ve onları tarihe gömmektir. Ancak Montag, tüm insanların yitip gittiÄŸi ve türlü haplarla hayatta kalmaya çalıştıkları dünyada kendini tek başına kalmış gibi hissetmektedir. Bir süre sonra aşık olacağı kitap aşığı bir kız, Montag’ın tüm bakış açısını deÄŸiÅŸtirecektir. Fransız Yeni Dalgası’nın devrimci isimlerinden Francois Truffaut’nun yönettiÄŸi film Ray Bradbury’nin ilk olarak 1951 senesinde basılmış kitabından uyarlandı. Bu tür bilim kurgu filmlere bir isim veriliyor ama ÅŸimdi bilemedim (ama arayıp buldum “Distopik“)
  • Ve Barış’a verdiÄŸim üçüncü kitap Hollandalıları anlatan (birazcık da bizim Temelleri anlatır gibi) Ä°ngilizce bir kitap ki (Barış’ın Ä°ngilizcesi çok iyidir. Öyleki birkaç yıl önce “Melek Yatırımcı” olan, yazar, konuÅŸmacı, “En zayıf halka” programı sunucusu Baybars AltuntaÅŸ ile birlikte Ankara’da ABD Büyük ElçiliÄŸine gidip görüşmeler yapıp geldiÄŸinde Baybars’tan güzel övgüler almıştı ve öğle yemeÄŸinde Baybars’ın ailesi birlikteyken bu övgüyü somut örnekleriyle duyunca gururum tavan yapmıştı.) Allah hepsinin, genç Z KuÅŸaklarımızın yolunu açık ve aydınlık etsin; bahtları açık olsun). Bu üçüncü kitap 2003 yılında bana Hollanda’da verilmiÅŸti. O yıl biz Syngiller, yıllık Avrupa Ãœlkeleri Bitki Koruma Konferansını Hollanda’da yapmıştık. Konferansın moderatörü de “SPIN Selling” kitabının yazarı Neil Rackham’dı. Hollanda ülke müdürü ülkeden ayrılırken bize bu kitabı hepimize hediye etmiÅŸti. Ben de ÅŸimdi kitabı yeniden Hollanda’ya giden torunuma hediye ettim. Bakalım ne tür responslar alacağım ? Alacak mıyım ?

Ve ÅŸimdi yine gurbetin hüzünlü de olsa verdiÄŸi güzellikle ve umutlardan ülkemin yangın yerine dönen gündeminden “Deve ve Harese” öyküsünden bir alıntıya ve yazımı bitireyim. Bunu da youtube’tan kısa bir video alıntısı ile yapayım.

Sözün özü; bugün çocuklarımız ve torunlarımız düne ait olan bizlerden daha kolay, daha keyifli, daha saÄŸlam iliÅŸkiler içinde yurt dışına açılıyorlar. Biz, X KuÅŸağı (Mustafa ve Nezahat), kırkların ortalarında doÄŸmuÅŸ ve 68 liler olarak katkı saÄŸlamış Ä°kinci Dünya Savaşı ardıllarının kısıtlı koÅŸullarında büyüyüp geliÅŸen bireylerdik. OÄŸullarımız ve kızlarımız, Y KuÅŸağımız (ÃœEK/PÖZ) sıkıntılarımızı yaÅŸamadan, büyüyüp geliÅŸtiler ve deÄŸiÅŸtiler; daha çok kendi gayretleriyle. Torunlarımız, Z KuÅŸağımız (@BÄ°DE), ebeveynlerinin tam destekleriyle sadece büyüyüp geliÅŸmediler; deÄŸiÅŸmenin yanında dönüşümlere de ayak uydurdular. Bu nedenle bugünün “Dijital Diktörlüğü” altında bizim korkularımız onların umutları ve fırsatları. Allah yollarını açık ve aydınlık etsin; bize de eskilerinin deyimiyle “mürüvvetlerini görmek nasip etsin ÅŸu yaÅŸam gölünün karşı kıyısı görünürken kimi zaman ağır aksak attığımız kulaçların ve ettiÄŸimiz duaların yüzü suyu hürmetine”. Ä°nanıyorum ki devenin haresesinden ders alınıp aydınlıklara onlarla çıkacağız. Yarınlar mutlaka çok güzel olacak. Esen kalın.

Ersin ev Özcan’dan Giessen gurbetliÄŸinden anılar, öyküler bekliyorum.

Öykücü


(*): https://uqam.academia.edu/Marie%C3%88veMaill%C3%A9/CurriculumVitae