Mustafa COPCU » Blog Archive » YaÅŸam Büfesinde “Hacivat & Karagöz”

YaÅŸam Büfesinde “Hacivat & Karagöz”

“…Temele sormuÅŸlar “Entel mi olmak istersin yoksa dantel mi (i.ne mi) ?“. Temel azıcık düşünmüş ve “BilmediÄŸim ÅŸeyi kafama sokmaktansa bildiÄŸim ÅŸeyi kıçıma sokarım” demiÅŸ…Dertsizlikten sıkılan iki İsviçreli, Cenevre Gölü kıyısındaki golf kulübünün verandasında ÅŸaraplarını yudumlarken birbirlerine “Ne olacak bu dünyanın hali ?” diye sohbete baÅŸlamış. Bu ruh halini gözlemleyen Cenevre Üniversitesi İşletme Fakültesi profesörlerinden Klaus Schwab, 1971 yılında “Dertsizleri dertlendirmek” için bir Avrupa Kongresi düzenlemiÅŸ. Çok baÅŸarılı olunca 1985 yılından itibaren bu kongre “Dünya Ekonomi Forumu”na dönüşmüş…Bizim payımıza düşen de “One minute abicim” olmuÅŸ...”

DeÄŸiÅŸim ve Dönüşüm YolculuÄŸunda “Kendinizi Sorgulayın”

Merhaba

Yazımı kısa keseceÄŸim. Henüz düşüncelerim prematüre. Antalya’dayım. Bugün esamesi okunmayan ünlü bir Fransız uçağına benzer bir otelin lobisinde oturuyorum. Dışarıda mükemmel bir yaÄŸmur yağıyor. Sinidire sindire, yavaÅŸ yavaÅŸ ve rahatlıcı bir biçimde geceden beri. Bereket yağıyor. Düşüncelerim prematüre ama dingin. İki gündür “papaÄŸanlaÅŸma sendromu” ile dört gruba bir çerçeveyi anlatmaya çalıştım. Ne iÅŸe yaradı ? Kedi yavrusunun sex anlayışını aÅŸabildi mi ? Ne kadar anlatırsan anlat karşı tarafın kapasitesi ya da açtıkları kabul penceresi mi sonucu belirleyen ? Yoksa yorgunluklar mı ? Önyargılar mı ?

İlginç olanı ne biliyor musunuz ? Etrafımız, günlük yaÅŸam, sosyal medya sürekli olarak yabancı sözcüklerle bombardıman yaparken (doÄŸru/yanlış deÄŸil bu açıklamam; yaÅŸamın, rutinin gerçeÄŸi) üç tane İngilizce sözcük hâla tepki çekiyor. GAT, MAS ve RAW üç temel sorgulama akıllarda kalsın diye söylüyorum. Torunum Duru (4 yaÅŸ) anlıyor; İrem (10 yaÅŸ) kabullenip kullanıyor; ancak kırk yıllık dostlar bile “kendini sorgulamak” adına direndikçe direniyor. Bence otoritenin aradığı yüksek pes etmeme dercesine sahipler ki  deÄŸiÅŸim ve dönüşüm yolunda da hep yaÅŸanacaktır. İyi mi; kötü mü ? Allah bilir (kul da bilir öğrenmek isterse eÄŸer kendini sorgularsa). O halde ?

Son grubun hem yapısı, hem yaşı ve hem de iÅŸi; bu tür öğrenmelere öylesine açık ki insan ayrı bir keyif alıyor insan. Zaten mesleÄŸimiz (ZM) hem öğretilirken hem de uygularken düşük iletiÅŸim modeli içinde; zaten öğretilirken hem “Yabancı dil çok önemli; mutlaka öğrenin” vurgusu yapılırken; hem de öğretme seansları günün geceye kavuÅŸtuÄŸu en yorgun saatlerde tam bir külfet halinde olunca… O halde ne olur ÅŸimdilerde “YaÅŸam Bohçası”na ya da “DaÄŸarcığa” veya “SadaÄŸa” üç ok konsa da yeri gelince söylenip de “wooow!” dedirtse…Neden yapmazlar ki ? Altı üsü, önü arkası sadece ÅŸu üç kavram:

* GAT’ı görünce (aman dikkat “A”lı “Ö”lü deÄŸil): Give And Take olduÄŸunu anlayıp “Ver ki alasın” diye düşünecek ve “denge” arayacaktır.

* RAW’ı görünce “Ready Able Willingness” i anlayıp “Cevher”i anımsayacak ve “Kendini Sorgulayıp” sahip olduÄŸu deÄŸerlerden fayda türetecektir.

* MAS’ı görünce “More And Smarter” ı anlayıp “Kapasite ve Yetenek” kullanımını deÄŸerlendirecek ve “İyi yaptığı ÅŸeyleri daha fazla yapmanın; yapmakta zorlandığı ÅŸeyleri daha farklı yapmanın” yollarını özellikle deÄŸiÅŸim ve dönüşüm yolculuÄŸunda bulacaktır.

Öylesine direndiler ki “GAT/MAS/RAW Üçlünün Üçlüsü“nden; ben de çerçevemden çıkarıverdim. Buna raÄŸmen ÅŸimdi bu yazı geç kalan bir algıyı geliÅŸtirmeye katkı saÄŸlar mı ? Bilmiyorum.

İşte bu düşüncelerle Temelin fıkrası düştü mavilenerek yazımın giriÅŸine…Peki ikinci kırmızılı kısım ne alaka derseniz ? Sanırım 17 Ocak 2016 tarihli Sözcü’nün köşe yazısıdır sayın Ege Cansen’in bu anlatımı. O yazının benim için önemi dört grupta ısrarla vurguladığım ve Ocak 1999 dan “deÄŸiÅŸemeyenlerin kara talihi” olarak somutlaÅŸtırıp öyküleÅŸtirdiÄŸim Dr.Maslow’un “İhtiyaçlar HiyerarÅŸisi Piramidi” nin o yazıda net ve renkli bir görsel olarak yer almasıdır. Dört grupta da soruyorum “Dr.Maslow’u ve ihtiyaçlar hiyerarÅŸisi, piramidini biliyor musunuz ? diye ve bir tek Allah’ın kulu çıkmıyor bilen. HAGEM’de gençlere soruyorum ve yarısına yakını biliyor. O halde …Patron diyor ki “okuyun arkadaÅŸlar”. Gazetenin köşesinde Ege Beyin anlattıkları azıcık entel beyinlerin günlük medyada karşılarına çıkandır ki öğrenmek için bunca direnci anlamak gerçekten zor. Bu arada kimse sormuyor “Ne okuyalım patron ?”.

Patron derse ki eÄŸer “DeÄŸiÅŸim ve Dönüşüm YolculuÄŸunda” Peter Senge’in “BeÅŸinci Disiplin” kitabını okuyun da “Öğrenen Organizasyon” nasıl olurmuÅŸ görün; ya da Jim Collins’in “İyiden Mükemmele” ÅŸirket kitabını okuyun da böylece yumurta ile deÄŸiÅŸimin nasıl olmadığını, Volanla deÄŸiÅŸimin nasıl olduÄŸunu ve Otobüs ve Kirpi ile ne demek istendiÄŸini anlayın; veya Chan Kim’in “Mavi Okyanus Stratejisi” kitabını okuyun da “Strateji Tuvali” hazırlamayı bilin derse patron ile çalışan belki “entel/dantel > Karagöz/Hacivat” ayrımında kalabilir. Ancak “En azından Gazete Okuyun , Köşe yazılarını okuyun abicim” derse Ege Beyin o yazısının giriÅŸinde anlatılan “Hacivat-Karagöz” anlatımından da bir ders çıkarabilirler. Ne demiÅŸ Bay Cansen:

“Bugün mazida kalmış olan Hacivat-Karagöz kukla oyunu aslında bugün yaÅŸamın içinde sürmektedir. Oyunun birinci karakteri olan Karagöz halk adamıdır. Hacivat ise çok bilmiÅŸ bir kent soylusudur (tıpkı sahranın tozunu yutarak Malabadi Köprüsünden geçmeye çalışanlarla BoÄŸazın serin sularına bakarak ellerindeki kristal ÅŸampanya kadehleri olanların ahkam kesmeleri gibi). Karagöz, Hacivatın bilgiçlik taslamasından ve yeni moda sözcükler kullanmasından hoÅŸlanmaz. Onu alaya almak için söylediklerini anlamaz görünür… Seyircilerin bir kısmı Hacivata hayran düşer. İlk fırsatta Hacivat olmak isterler...” Birden aldığım geribildirim ile kendimi düşündüm; kendimi sorguladım ve…

Her neyse dört grubun dördüncüsünün finalinden bir kesit alıp iki saatlik sohbetimin çerçevesini gösteren slaytlarımı da ekleyip kısa bir film hazırladım düne ait. Bakalım ne işe yarayacak ? Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.

Yağmurun bereketiyle sürüp giden sürekli öğrenmelerinizin ve ustalık yolculuklarınızın hep aydınlık yollarda sürmesi dileklerimle.

Öykücü