Yaşam Büfesinde “Sıçratan Yönetici”

“….Altın Kurala burun kıvıranların yakın akrabası olan beleşçiler, başkaları tarafından yapılanların keyfini sürmek ister ama kendileri katkıda bulunmak istemezler. Sendikaya üye olmayan ama sendika eylemiyle kazanılmış olan maaş zammından yararlanan işçiler; karbon emilimini kontrol altına alma çabası göstermeyen ama küresel ısınmayı azaltmak için ortak uluslararası eylemden yarar sağlayan ülkeler. Bu gibi durumlarda bireyler için sadece kendi çıkarlarını gözeterek hazıra konmak en mantıklısı gibi gelebilir; ama eğer çok sayıda insan aynı mantığı yürütürse bu sefer kimse kazanamaz…Altın Kural ihlalcilerinin bir başka yakın akraba grubu da ikiyüzlülerdir. Bunlar kendi söylediklerini uygulamayanlardır: evliliğin kutsallığına övgüler düzen ama kendisi zina eden din görevlisi; nesli tükenmekte olan hayvanları koruma konferansına gelirken kaçak avdan tutuklanan yaban hayatını koruma derneğinin başkanı; mali yolsuzluklar konusunda mangalda kül bırakmayan ama rüşvet alan bir siyasetçi. Bu konulardaki temel sorun tutarsızlıktır: insanların dile getirdiği görüşleriyle davranışlarının düşündürdükleri arasındaki ve bazı konulara verdiklerini iddia ettikleri önem ve eylemlerinde kendini belli eden kayıtsızlıkları arasındaki tutarsızlıktır…”

DOD1 den DOD2 e geçen Netin (2013 > 2017) 

Merhaba

Yazımın girişindeki “Altın Kural” anlatımının tüm dinlerde ortak olan ifadesi “sana yapılmasını istemediğini başkasına yapma“dır. Konfüçyüs bu söze şu cümleleri de eklemiştir: “…Kendin ayağa kalkmayı arzuluyorsan başkalarının da kalkmasına yardım et; kendin başarı kazanmayı arzuluyorsan başkalarının da başarıya ulaşmasına yardım et“. Ben buna ulaşmak için kısaca “İnsanın da TSE si olmalı” diyorum. Ben Dupre’nin sözlerine biraz daha kulak vererek Altın Kural’dan yazımın konusuna geçeyim: “…Altın Kuralı kimilerinin yaptığı gibi her derde deva bir ahlak ilacı olarak görmek yerine, ahlaki düşünmenin temel bir bileşeni, gerekli bir parçası olarak görmek daha doğrudur; sadece tutarlılık değil, aynı zamanda bir hakkaniyet gereksinimi; kendinizi bir başkasının yerine koymak için hayal gücünüzle aradığınız bir koşul; kendi görmek istediğiniz saygı ve anlayışı başkalarına göstermenin bir gereği. Bu biçimiyle Altın Kural, insanların kendi çıkarları söz konusu olduğunda yakalandıkları ahlaksal miyopluğa karşı etkili bir panzehir...”

Geçen ay Netsgillerle (Netdirekt ve Netin) güz dönemi açılış sohbeti yapmıştım. Bu sohbette Netin’de Ali’nin şirkete katılımıyla hızlı ve ciddi bir kurumsallaşma adımı görünce iki hafta önce adına “CIA Plus” dediğim bir yönetim grubu toplantısı yaptım. Heyecanlarından etkilendim. Gerçekleşen “sıçrama“dan etkilendim. “Sürdürülebilirlik” adına gayretlerinden etkilendim. Bu etkileşimlerle gelecek hafta için de başta satış grubu olmak üzere tüm Netin çalışanlarını bir “Öğrenme ve Ustalık Yolculuğuna” çıkarma amacımı eylemleştirmek istedim. Bu düşüncelerle çatımın kitaplığından HBE (Harvard Business Essentials) serisinden “Yöneticinin El Kitabı“nı yeniden karıştırmaya başladım. İki yıl önce PLN ile Antalya yolculuğum arefesinde almışım kitabı. O gün Adnan Bey için cımbızladığım sayfalarda bu kez Ali bey için farklı bir bakış açısıyla geziniyorum.

Özellik > Avantaj > Fayda (Net&Net)

Dört yıl önceydi (Kasım 2013). Netin ikinci yılına girmek üzereydi. Dört kurucu ortakla, beşinci eleman başlamadan sistem yerine oturmaya başlamıştı. Büyüme hızlanıyordu. Niyet ve zihniyetleri odaklamak ve geleceği şekillendirmek gerekiyordu. Beyaz gömlek ve kravatla moderatörlük yaptığım ender toplantılardan biriydi. Umutlarım artmıştı. Büyüme ve gelişmenin yükleri daha çok Can ve İbrahim’in omuzlarındaydı. Aradan dört yıl geçti. İki ana bölüm oluştu: Teknik ve Satış. Herbirine dörder çalışan katıldı. Netin’deki gelişmeleri ve henüz kullanılmamış potansiyel değerleri gören Ali kurumsallaşmış şirketinden ayrılıp aramıza katıldı. Kendisini kutluyorum. Beklentilerimiz “İş Geliştirme ve Satış Direktörlüğü (İGSD) ” ve Ali’de daha ötesine ulaşacak güç var; asıl önemlisi heyecan var; sahrada kanıtlanmış başarının temel bileşenleri var. Bu nedenle beklentilerimizin adı tek sözcükle: “Sıçrama“.

“Sıçratan Yönetici” neler yapmalı ? Nasıl yapmalı ?

Onüç beceride uzman olmalı; usta olmalı “Sıçratan” ya da “Lider Yönetici”. Bunlar;

1.Amaç: İnsanların önüne peşinden gidecekleri bir amaç koymalı. Sonuca dönük çalışmalı. Bu nedenle bizim pusulamızın kuzeyinde “Set Direction / Yönü Belirle” yazılıdır ki tek sözcükle “Amaç” tır istenen. Netin’in amacı nettir: “Hızlı ve Kesintisiz Erişim“. Neye erişmek ?

2.İnsan: En iyi elemanları işe almalı. Bu nedenle şirketlerin ilk beş yılları için DOD1 derken ve ayakta kalmak, hayatta kalmaktan söz ederken yapılanları “looking for the best people / en iyi elemanları arayıp bulmak, işe almak” diyorum. Netin, insan varlıklarının değerini anlama sürecini tamamlayıp ikinci beş yıla giriyor.

3.Sadakat: En iyileri işe aldıktan sonra elde tutmak esas beceri. Bunun için, sadakatı geliştirmek için işveren ile işgören arasındaki “kazan kazan” durumunu oluşturmak, geliştirmek ve süreklilik için korumak gerekiyor. Bu nedenle ben aşağıdaki görsele her öğrenme yolculuğunda önem ve öncelik veriyorum.

Buna göre “Altın Kural” ne diyor ?

4.Denge: Güvenle görev dağılımı yapmalı ve aşırı iş yükü altında ezilmemeli. Bunun için “İş Tanımları“, “Ana Sorumluluk Alanları (ASA)” ve ölçülebilir başarı sonuçları için “Ana Sorumluluk Kriterleri (ASK)” baştan belirlenmelidir. Yine de şunu hep anımsamalıdır lider yönetici; “Tanımlanmış Sorumluluk Alanları sınırları içinde konforu sürdürmek isterse, görevin öncül ve ardıllarında yeterince bilgi sahibi olmazsa, etkili olmazsa” sıkıntılar yaşaması kaçınılmaz olacaktır.

5.Zaman: Lider yönetici ya da “Sıçratan Yönetici” gününü en verimli şekilde kullanmak için kendini iyi tanımalıdır. Farkındalığı geliştirmelidir. Farkındalığı gelişirse ne olur ?

More > Right > Better

 6.Ekip: Fark yaratacak, kendi kulvarını oluşturacak, özgün tarzını etkili kılacak bir ekip oluşturmalı sıçratan lider. Aslında ilk beş yıl sonunda DOD1 başarıyla aşılıp da DOD2 e geçildiğinde “Yüksek Performanslı Ekip” için alt yapı tamam demektir. Yine de tutku ile zorlanan, zorlaştırılan yeni evrede “Otobüs Yolcularını” son bir kez daha test etmekte fayda vardır. Otobüs hızlandığında kendini dışarı atmak isteyenler olmasın diye bu test marşa basarken şarttır. Niyet ve zihniyet tekrar sorgulanmalıdır.

7.Koçluk: Esası geribildirimdir. Dört liderlik rolünün en etkili bir aşamasıdır. Koçluktan önce “telling/showing” ile talimat vermeye alışmış olan yönetici ve buna uyumda talimata alışmış olan çalışan sıçrama için yeni rolüne hazır olmalıdır. “Kolaylaştırıcı Koç” olabilmek için, asal sayıları bile bölünebilir kılabilmek için Sıçratan Yönetici öncelikle “bana beni anlat” diyecek kadar özgüveni yüksek olmalı ve ilişkilerini olgunlaştırmalıdır.

8.Direnç: Yapı ve sistem gelişirken, çıta yükselip de başarının sonuçlarına katlanmak zorlaşırken sıçratan liderin zor insanlarla baş edebilmesi en önemli yetkinliklerinden biri olacaktır. Kimi zaman “çıkar ve kurtul” deme noktasına varıp “la havle” çekerek son bir şans vermek için yeniden inisiyatif alacaktır. Yeni bir değerlendirme anına kadar uykusuz geceler yaşayacaktır sıçratan yönetici.

9.Kriz: Bazen içeriden çoğu zaman dışarıdan gelecek tehditlerle krizler yaşanacaktır. Sıçratan Yönetici krizin baş göstermesini beklemeden sinyalleri okumasını bilir; krizden sakınır; kriz için hazırlıklıdır ve krizi fark edip kontrol altına alır. Diğer bir deyişle sıçratan yönetici kriz yönetiminde proaktiftir.

10.Kariyer: Yönetici daha önce üreticiydi ve sadece kendi yaptıklarından ve yapmadıklarından sorumluydu. Yönetici olunca hem bu bireysel sorumluğu sürecek ve hem de daha fazlasıyla yönettiği (ve hatta yönetmediği) çalışanların yaptıklarından ve yapmadıklarından sorumlu olacaktır. Bugün gelişmiş sistemler, izleme araçları ve olanakları yöneticinin işini azda olsa kolaylaştırmaktadır. Yine de Altın Kurala uyuyor gibi görünüp de konfor alanından çıkmayanların kurnazlıklarına karşı sıçratan yönetici hem kendinin hem de yönettiklerinin kariyer yolculuklarını ödül ve takdir sisteminin en önemli parçası olarak işlerlik, işlevsellik kazandırmalıdır.

11.Liderlik: Buraya kadar anlatılanların tümü ve daha fazlası yöneticilikten liderliğe bir açılımın ifadesidir. Liderlik ne bir ünvandır ne de verilmiş olan bir sorumluluk. Liderlik bir tutumdur. Lideri lider yapan nedir ?

Hedefiniz var mı ? Bu hedefe hangi strateji ile ulaşacaksınız ? Bu hedefe bu strateji ile ulaşacağınız tekipçileriniz nerede ?

12.Strateji: Sıçratan yöneticini yapacaklarının alfabesidir. Esas soru değişime hazır mısınız ?

13.Ustalık: Finansal araçları kullanmada usta olacaktır sıçratan yönetici. “Sadece ölçülebilen değerler gelişir; ölçebilirsen yönetebilirsin; ölçeblirsen geliştirebilirsin” deyişine tutkuyla inanan yönetici sıçratacaktır. Geleceği görmek, geleceği şekillendirmek için bütçeleme ustası olacaktır sıçratan yönetici. Daha yetkin kararlar verebilmek için mali tabloları anlama yetisi güçlü olacaktır. Tüm bunlarla nakit akışını yönetecektir ve sözün özü şirket şu üç kriterde gelişerek sürekli başarılara imza atacaktır.

Sıçratan Yönetici’nin “Stratejik Üçgeni”

 Yolun açık ve aydınlık olsun Sıçratan Yönetici (İGSD).

Öykücü