Mustafa COPCU » Blog Archive » YaÅŸam Büfesinde “Asal Sayılar”

YaÅŸam Büfesinde “Asal Sayılar”

“…EÄŸer içinde bulunduÄŸunuz kültürün ve bu kültürün önderlerinin ahlak deÄŸerlerindeki tutarsızlık sizi rahatsız ediyorsa, iyilik ve adalet sizi derinden ilgilendiriyorsa, eÄŸitimin daha iyi bir toplum yaratmanın baÅŸ koÅŸulu olması gerektiÄŸine inanıyorsanız, o zaman siz ÅŸimdiden…EÄŸer perspektifinizi koruma fikrinin size cazip geldiÄŸi oluyorsa, eÄŸer küçük meselelerin içine sıkışıp kaldığınızı fark ediyorsanız…EÄŸer kendinizi huzursuz, engellenmiÅŸ ya da alışkanlığın emniyetli kıyı ÅŸeridinden sıkılmış hissettiÄŸiniz oluyorsa…EÄŸer bireysel gücünüzü artırma arayışı içindeyseniz ya da mesleki ve kiÅŸisel iliÅŸkililerinizde erkeksi ve kadınsı güçler arasında denge kurmakta zorluk çekiyorsanız…EÄŸer kendinize karşı dürüst olmaya çalışıyorsanız, baÅŸkalarını daha iyi anlamak istiyorsanız, gündelik hayatın dramı sizi büyülüyorsa ve eÄŸer tüm dünyanın “sahne” olduÄŸunu bilip, rollerinizi hakkıyla oynamak istiyorsanız…EÄŸer “yaÅŸamınızdan, hürriyetinizden ve mutluluk arayışınızdan “sonuna kadar yararlanmaya çalışıyorsanız…EÄŸer dalgın dalgın birÅŸeyler karalamaktan ya da gündüz düşleri kurmaktan hoÅŸlanıyorsanız; eÄŸer ev ve iÅŸ hayatınıza daha fazla yaratıcılık katmak istiyorsanız…Gelin biz de devrimci dahilerimizin bilgeliÄŸini göklerden indirip onu kendi yaÅŸamlarımıza, bugüne aşılayalım…”

 

Merhaba

ÇeÅŸme-Çatının yeni dekorasyonunda ve biri desktop diÄŸer üçü laptop olan çoklu araçlarla aynı anda montaj, yazı ve capture iÅŸlemlerini sürdürmenin keyfinde günlerim daha bir hızlı geçer oldu. Bir yanda okyanus ötesinde beni, bizi, ABD de kendine komÅŸu kılmak isteyen sevgili Sam (1968Şükrü) diÄŸer yanda her yazımdan bal üretmeye çalışan sevgili Utku en azından ailemin “Y KuÅŸağı Erkekleri”nin tırnaklarıyla kazıdıkları “shaping future/geleceÄŸi ÅŸekillendirme”nin yapı taÅŸlarının zahmetlerinde azıcık da olsa yüreÄŸimin sıkışmalarını duymazdan gelebiliyorum.

Bu arada bir asal sayı (17) ile başım dertte. Bölmem gerek; bir bilgeye gidip danışmam gerek. Acaba kime gitsem diye kitaplığımı karıştırırken…

Prof.M.J.Gelb‘in “Dehanızı Seçin” isimli kitabı dikkatimi çekti. Yazımın giriÅŸindeki rengarenk “eÄŸer”leri o kitabın ilk sayfalarındaki ısınma tümcelerinden seçtim. Kitabın adının alt kısmına küçük harflerle “Tarihin en devrimci 10 aklı gibi düşünmenin yolları” açıklamasını da yapmış Bay Gelb. Boyner Yayınlarından 2004 de ikinci baskısını yapmış olan kitabın her tarafını karalamış olduÄŸum gibi 31.01.2009 da D&R daki kitap taramalarımdan bir de not eklemiÅŸim. DemiÅŸim ki; “Yeni MASlığımın heyecanlarında” yine aynı hocanın “Leonardo da Vinci gibi düşünmek” isimli kitabını ayaklarımın aÄŸrısı artıncaya kadar ayakta okumuÅŸum ve zihnime kazıdığım 7 Latince (bazıları pek Latinceye benzemiyor) sözcüğü kitaplığımdaki bu kitabın baÅŸlarındaki boÅŸ sayfaya aktarmışım. Blogumda daha önce yazdığım bu sözcükler:

1.Curiosita (merak > araştırma);

2.Dimostriozine (deneyim > test etmek);

3.Sensazione (duyarlılık > rafine etmek);

4.Sfumatu (kucaklamak >dumanla yükselmek);

5.Arte/Sienza (sanat > bütün beyinle düşünmek);

6.Corporalita (zerafet > uyum ve denge);

7.Connessione (bağlantılar > sistemli düşünme)

Her neyse ! Prof.Gelb, elimdeki bu kitap için 10 ünlü seçmiÅŸ ve herbirine kitap için bir misyon yükleyerek kendi çerçevesinde açıklamış ve kitabı için kutsal kitaptan alıntı yaparak bir “fayda” oluÅŸturmuÅŸ. Diyor ki;

“Öteki dünyada, her birimizden, Tanrı’nın yer yüzüne sunduÄŸu ve bizim tadını çıkarmayı reddettiÄŸimiz tüm iyi ÅŸeyler için hesap vermesi istenecek”. Bu büyük karakterlerin bilgeliÄŸini, yukarıda sözü edilen sorguyu mümkün olduÄŸunca kısa tutmak için kullanmanızı dilerim”

Yapabilene ne mutlu !

Kimmiş bu seçilmiş 10 dahi ve hangi kriterlerler seçilmişler ?

Uzun yanıtı olan bir soru ve bir blog yazısını aşar. Bu nedenle sadece kim olduklarını yazmakla yetineyim; ötesini meraklısı arar, bulur ve okur. Ancak bundan önce kitabın yaprakları arasına sıkıştırılmış gazete küpürlerini silkeleyip yere döktüm ve bakın 2005 deki beynimin arayışlarında neleri saklamışım:

* Sabah/10.04.2005: DoÄŸurmak zor iÅŸmiÅŸ  < Ali Saydam‘ın “Algılama Yönetimi” isimli kitabını yazarken hissettikleri ve düşündükleri. Bir süre kitaplığımda duran bu çok deÄŸerli kitabı daha sonra Netdirekt’in yönetim katındaki rafa koydum. Yaşı bana yakın olan sevgili Ali Saydam, İsviçre’de yüksek öğrenim görmüş ve Alman kültürü ile yetiÅŸmiÅŸ bir yazar. Aynı zamanda Berksay’ın kurucusu (!). Kitabını tanıtırken “...ister Alman eÄŸitimi almış olmanın disiplini deyin, ister akademik kariyer yapmamış olmanın ezikliÄŸi; içimde hep birÅŸeyleri eksik bırakmış olmanın kaygısı vardı...” sözlerini çok sevdim ki 2005 yılının benim için bir yanda CINOS‘un son evresinde CDMcilik oynama kritik dönemi (ki dört yıl süreciÄŸini söyleselerdi inanmazdım; hele hele “Mısır-BeE“den sonra) diÄŸer yanda F2 de yeni ufuklara açılmış olmanın “Kelebek Etkisi“ni hissettiÄŸim en mutlu günlerim olarak belleÄŸime kazınan günlerinde.

* Hürriyet / 05.06.2005: İnsansın, aklın ve günlünle algılarsın < Ali Saydam‘ın “Algılama Yönetimi” kitabı raflarda yerini almış. Onbir altın kural bu köşe yazısında özetle verilmiÅŸ. Bunlar:

1.Hedef kitlenin deÄŸerlerine uymalısın: Veri merkezi yönetiminde “Kesintisiz Kolaylık” gibi;

2.Hedef kitlenin kültürüne özen göstermelisin: Önce kültürü doğru anlamak gerek.

3.Beklentilerin üzerinde yaklaşım sergilemelisin: Telefonda iletişim ve satıştaki Nasrettin Hoca yaklaşımı gibi.

4.Kafaları karıştırmayın: Onsekiz yıl önce Merih hanımdan sunum becerileri eğitimi alırken yapmaktan vazgeçmeye söz verdiğim gibi, süt verimini artırmak için maydenoz yedireceğim ama otlatmaya kalkmayacağım (yapabildim mi acep ?).

5.Sonuca odaklanmalısınız: KuÅŸkusuz karşınızdaki kiÅŸi görsel odaklıysa; ya iÅŸitsel ya da kinestetik ise; ya sonuca giden sürece daha çok önem veriyorsa ve hatta bu sonuca bu süreçte kiminle kolkola olduÄŸunu özellikle bilmek ve güvenmek istiyorsa…

6.Ölçmüyorsanız yapmamalısınız: SSTC Öğrenme Yolculuklarının birinci kuralı ki “ölçemezsen geliÅŸtiremezsin” diye sloganlaÅŸtırdığım. Ancak doÄŸru ölçütleri bulmak gerek yoksa yanlış ölçütlerle yanlış duvarlara daha hızlı tırmanmaktan öte bir faydası olmaz.

7.Gerçeklere dayanmalısınız: Tırnak içinde özellikle yazılmış olan SSTC Öğrenme Yolculuklarının “sunum ve müşteri responslarının ele alınması” bölümlerinde defalarca yinelediÄŸimiz sözler: SöylediÄŸiniz her ÅŸey doÄŸru olsun ve her doÄŸru ÅŸeyi söylemeyin“. KuÅŸkusuz dilini tutabilirsen, tartışmadan kaçınabilirsen, çok bilmiÅŸlik egonu susturabilirsen…

8.Tekrar etmelisiniz: Algılamayı derinleştirmek için tekrar şart. Unutmayın ki kırk kere söylerseniz döner siz de inanırsınız.

9.FarklılaÅŸmaları yönetebilmelisiniz: Özellikle inovasyon becerilerinizi geliÅŸtirirken büyüyüp geliÅŸirken; deÄŸiÅŸip dönüşürken “adamına göre muamele”nin aslında CRM olduÄŸunu unutmamalısınız.

10.GörselliÄŸi doÄŸru yönetmelisiniz: Hayret biÅŸe ! Pekçok konu SSTC nin temel öğretilerine koÅŸut. ÖrneÄŸin “etkili görsel kullanımı” gibi.

11.Düşüncelerden çok duygulara hitap etmelisiniz: Kokuyu ve dokuyu doğru okuyup buna göre iletişimi yöentmek gerek.

Algılama Yönetimi” ile uzaktan da olsa ilgisi kurulabilir diye olsa gerek ki 2005 in “Mükemmeli Arayış Sempozyumu (MAS5)” nun ana fikri olan “Kelebek Etkisi“nin yaÅŸanmışlıklarla pekiÅŸtirilmesinde tanıma ÅŸansını yakaladığım “Mikrokredi ve Muhammet Yunus” mucizesini anlatan Meral Tamer’in “Yoksul kadın, yoksulluÄŸu nasıl tarif ediyor ?” baÅŸlıklı 25.06.2005 tarihli köşe yazısı da aynı kitabın sayfaları arasında tarafımdan korumaya alınmış. Bir paragrafın baÅŸlığı “Yoksulluk utançtır !” yazsa da asıl utanması gerekenler kutucular, kasacılar, havuzcular, kucakcılar ve saatçilerle bunların aÄŸababası olan uzun adamdır. Ancak öylesine utanmazlık içindeler ki Ekmelettin beyin karşısına hem de Soma faciasında tekmelettin beyi sahaya sürmekten bile utanmadılar. Ne diyeyim, Allah ıslah etsin; Allah bildiÄŸi gibi yapsın.

Aynı tarihte “Oyunun Kuralı” köşesinde “İktisadın Termodinamik Sınırları” baÅŸlıklı yazısında “Evren 4 kümeden kuruludur” diye söze baÅŸlayan sevgili Ege Cansen yazısını”zenginle arkadaÅŸlık eden fakirin durumu düzelir” sözleriyle “sıfırıncı kanun“a dayanmaktadır. Aradan tam 10 yıl geçti zengin daha zengin oldu ve nereye koyacağını bilemediÄŸi otuz milyon avroyu sıfırlamayadığı söylendi durdu. Anadan doÄŸma ya da sonradan görme utanmaz zenginin parası sadece fukaranın çenesini yordu. Bakalım 7 Hazirandan sonra “Katya’nın Hazinesi”ni kim yaÄŸmalamaya çalışacak.

Umuyorum ki aydınlık yollarda yiv set kalmayıncaya kadar debeleneceğiz. Ya sonrası !

Prof.Gelb’in seçtiÄŸi 10 evrensel adamın isimleri diÄŸer abur cubur arasında kaynayıp gitti. İnÅŸallah bir baÅŸka sefere. Ben ÅŸimdi yaÅŸlı adamın kervanındaki 17 devenin üç oÄŸul arasında paylaşılır kılmak için asal sayıları bölünür kılabilecek bir bilge aramaya çıkayım ve bulursam bu yazıma kısa bir film olarak ekleyeyim. ÇeÅŸme-Çatıdan hoşçakalın.

Öykücü