“… Adam oÄŸluna şöyle bir bakmış ve “senden adam olmaz” demiÅŸ. Çocuk bundan alınmış; içine iÅŸlemiÅŸ. Aradan yıllar geçmiÅŸ o çocuk padiÅŸah olmuÅŸ. Adamlarına emretmiÅŸ “getirin babamı benim padiÅŸah olduÄŸumu görsün” demiÅŸ. Adamlar apar topar babayı alıp huzura getirmiÅŸler. OÄŸul hafif bir alaycı gülümsemeyle “Na’ber baba”  demiÅŸ ve  “Benim için adam olmaz demiÅŸtin; bak ben padiÅŸah oldum” diye sürdürmüş sözlerini. Baba sakin ve acı bir gülümsemeyle “Ben senin için adam olmaz dedim; padiÅŸah olmaz demedim ki…”
Merhaba
Bu konulara girmeyi hiç sevmiyorum. Ancak ÇeÅŸme’de iki gündür aklımı “İrfanlı İzmir” ya da “İzmirin İrfanı” veya “İrfan GeleneÄŸi” ikilisinin çeÅŸitli kombinasyonları iÅŸgal ediyor hem de yarımadanın onca güzelliÄŸini hissetmeden sabah yürüyüşümün mahmurluÄŸunda mutluluÄŸuma gölge düşüyor. Yakıştıramıyorum. Ailemde profesör olmasa; profesörlüğün neleri zorunlu kıldığını bilmesem bu kısa öyküdeki padiÅŸahı profesör yaparak anlatacak ve güncel konuya daha iyi bir uyum ortaya koyacaktım.Yakıştırmıyorum. Bu “İrfancıbaşı Grubu”ndaki ortak defoların nereden geldiÄŸini anlamaya çalışıyorum. Ellerine, yüzlerine bakıyorum ve nurlu “adam gibi adamlar yahu !” diyorum. YakınlaÅŸtığımı hissediyorum. Tam kanım kaynıyor derken bir de bakıyorum ki beni yine “dinden imandan edecekler” gibi oluyorum. Geriliyorum. Bir zamanlar televizyon kanallarından birinde “Ekmek Teknesi” diye bir dizi vardı. Orada Kaçan kardeÅŸlerden biri de “Heredot Cevdet” ti. O dizide ÅŸimdilerde rahmetli olmuÅŸ ünlü bir tiyatro aktörümüzün kızlarından birinin adı Jale’ydi ve sevgilisi  “Mahsus mu yapıyon lan Jale ?”  diye sorardı. Aynı soruyu öylesi kutsal bir yerde bulunan hocaya ben de sormak isterdim; “mahsus mu yapıyon yahu hocam ?“.
O sözleri duyunca Einstein’ın sözlerine uyup (Learn from yesterday; live today ; hope tomorrow / Dünden öğren, bugünü yaÅŸa, yarını umut et) düne baktım ve kaç tane İrfan tanıdım diye kendime sorum ? İlki altmışlı yıllarda bakkal dükkanımızın karşı köşesindeki, yaşıtım Berber İrfan’dı; soyadı da Nemutlu idi. SaÄŸsa Allah selamet versin; o bile böyle ÅŸeyler söylememiÅŸti. Daha sonra Karacabey’in Bakırköy’ünde Karaca’nın çiftliÄŸinde rakip olarak tanıdığım; global birleÅŸme sonucu CINOS‘un “S” döneminde bir araya geldiÄŸimiz, kariyer yolculuÄŸumuzu birlikte sürdürdüğümüz; her Bursa turumda özel, öğrenimli sabah kahvaltılarında buluÅŸtuÄŸumuz; becerilerimizi 2006 da İsviçre’de Dr.R.Davis’in öğretileriyle tazelediÄŸimiz Arslan İrfan vardı anılarımda. Onun dindarlık geleneÄŸi İzmir’in farklılığında deÄŸildir ama ondan da benzer sözler duymadım. Ne oldu; neden oldu da İrfan hocamız, İrfan hocayı İzmir’e vali tayin etti ve de üstüne üstlük hepimizin gözüne sokup, kulağını büküp,burnumuzdan getirip, aÄŸzımıza tıktığı sözlerle neden keyfimizi kaçırdı ? Kısaca “siz gavursunuz” diyemeyip de demeye mi getirdi ? Çünkü Gülen Hocanın müritlerinden Dr.Azeri’den anımsıyorum onlara göre “gavur” demek günahmış. Herhalde ondan söyleyemedi. Onun yerine “bakın bu kıyaklığımı unutmayın size sadece sizin için sizin irfan düzeyinizi yükseltecek özel birini gönderiyorum” mealinden sözler aÄŸzından kaçıverdi (belki de kaçmadı; o gün ona biçilen rol oydu). Her ne kadar ErtuÄŸrul’u Hasan’dan daha çok sevsem de (Kahramanlar / Hilal / tepecik üçgeninde aynı güneÅŸte kurutulan çamaşırlardan dolayı) bugün köşesinde “Abicim sadece o sözlere takılı kalmayın adam genelinde çok daha önemli ÅŸeyler söyledi onlara bakın asıl” dese de ona da, onun bu sözlerdeki samimiyetine de pek inanmıyorum. Bugün Hasan’ın dedikleri bence çok daha anlamlı ve vurucu. Åžimdi bizim İrfancıbaşı hocamız kendisine sorulan “if”li sorulara yanıt vermeli; Hasan diyor ki “…yiÄŸitsen…” ve sorularını ekliyor. Sevdim seni Hasan. Bakalım sana yanıt gelecek mi ?
“YiÄŸit misin ?” sorusuna yanıt verecek olan “İrfancıbaşı” nın o sözlerinin İzmir’e bakalım ne tür bir faydası dokunacak ?
diye kendime sorunca bu sözlerin gerçek bir ÅŸans yarattığını düşünüyorum. İrfancıbaşı grubunun son zamanlarda yaptığı “hayırlı iÅŸler”e bakınca bu kez seçimlerde öne çıkarlar endiÅŸesi yaşıyordum daha geçen hafta. Åžimdi niyetim deÄŸiÅŸti ? İrfancıbaşının sözleri bizi kendimize getirdi ve şöyle bir silkince “Allah akıl fikir versin” duasını ettik onlara onlar için. Onların bizde “İlim İrfan Yuvası“nın nasıl bir yansıma gösterdiÄŸini anlamaları bu kadar mı zor ? Yoksa “aldım verdim üç adım attım; veririm vermem; verdiysem ben verdim; teptiririm teptiremezsin” inatlaÅŸmasıyla sahil kentlerinde de kendi dindarlık geleneklerini zorla kabul ettirebilecekleri mi sanıyorlar ? deÄŸer miydi bu sözlerin yarattığı gerginliÄŸe ? Sözler aynen şöyle: “İzmir’in farklı bir dindarlığı var. Bu dindarlığın irfan geleneÄŸine ihtiyacı var...” Yok yaaa ! Helal olsun sana nasıl da bildin ? Sana mı düştü ? Yazıklar olsun ! Bunlar yüreÄŸimi buruyor. Düşünüyorum da rahmetli annem UÅŸÅŸaki Tarikatından bir derviÅŸ benzeriydi ve hoÅŸgörüsü çok yüksekti. O, Allah’ın güller arasında diken yarattığını deÄŸil; dikenlerin arasında gül yarattığını dikkate alırdı. Kimseye, kimse hakkında kötü laf sözyletmezdi. Åžimdi saÄŸ olsaydı mutlaka İrfancıbaşı hocaya bu dediklerimi de hoÅŸ görmezdi. Ama olmadı be hocam. Hak etmedik biz bu yargıyı. Biz de sizin gibi günde beÅŸ vakit namaz kılıyoruz. Sizden tek farkımız hani o irfan geleneÄŸi diye bizi sokmaya çalıştığınız cemaate pek girmeye niyetimiz yok. YetmiÅŸli yıllarda Bornova’da henüz bu kadar ünlü deÄŸilken Gülen hocanın o yumuÅŸak sesi, o Yıldıray’ın kardeÅŸi gibi döktüğü gözyaÅŸlarının melül mahzun hali bile yetmedi bizi cemaate katılmayı ikna etmede. Farklılıklarımızla zenginleÅŸip rakiplere karşı daha bir güçlü olmak varken, zaten Ege dışında Sünni-Alevi farklılıklarına bakışta hoÅŸgörü yetersizliÄŸi yaÅŸanırken nerden çıktı ÅŸimdi bu İzmir’in irfan yoksunluÄŸu yargısı ? Olmadı be hocam, hoÅŸ olmadı; şık olmadı; yakışmadı… Sizin sözcüklerinizle bizi hangi “mertebe”de gördünüz de irfan açısından “ihtiyaç” ımız olduÄŸunu, bize biraz ders vermek gerektiÄŸini aÄŸzınızdan kaçırıver(me)diniz… Nasıl ol’cek ÅŸimdi bu iÅŸ ? Bu irfan ihtiyacımızı hangi yöntemle gidermeyi düşünüyorsunuz ? Yazık deÄŸil mi böyle bir söylemle bize gönderdiÄŸiniz İrfancıbaşı hocamıza ? Biz ÅŸimdi ona hiç hak etmediÄŸi halde ön yargısız bakabilecek miyiz ? Aklım gereksiz yere karıştı be hocam… Ben bu bulmacayı biraz zor çözerim ki inÅŸallah seçimlere kadar pekçoÄŸumuz parçaları doÄŸru ÅŸekilde birleÅŸtirebiliriz.
Nice irfan geleneğine uyum girişimlerindeki irfancıbaşıların yolları hep aydınlık olsun.
Öykücü