Yaşam Büfesinde “Allah Muhafaza”

“…Hazmedeceksiniz; uçağa en son bakan biner…”

Akla Kara ve Has Arabesk (ŞS / Bu şehirde yaşanmaz) > Her gün biraz daha dertleniyorum

Merhaba

Şöyle veya böyle, düzenin düzenleri ve düzülenleri olarak cennet topraklarda cehenneme mahkum varlığını sürdürürken yerli ve milli insanoğlu (!) kendini bilmeli, ne oldum budalası olmamalı. Rahmetli Yılmaz’ın yüzünde her zaman bir “poker oyuncusu” olma gülümsemesi vardı; dudaklarının kenarında bir istihza kıvrımı olurdu. Buna gülümseme demek pek doğru olmaz. Yüze kondurulmuş soğuk, yapışkan ve biraz da müstehzi bir gülüş. Yine de irrite olmazdım. “Bir kere ile bir şey olmaz” diyen ve bununla da yetinmeyip “alışırlar, alışırlar, kıç üstü otururlar” sözleriyle anayasayı ilk delenlerden olan ağababasının izinde giderken, Çoban Sülo‘nun türevlerinden olan hanımla takışıp da ülkeyi bir kısır döngüye sokmasaydı; atlar tepişirken öte yandan “tik’i gitmiş, “roman”ı kalmış” rahmetliyle hakim Ahmet arasında “Uçan Anayasa” vak’ası yaşanmasaydı bugün HANsızlara mahkum olmazdık.

Neyse; ben bugüne döneyim ve uçakta yaşanan olaya bakarak şükrümü ifade edeyim. “Kazandık işte hazmedeceksiniz” sözlerini altı saat bekletilen bir uçuş sonrası sinirlerin gerildiği ortamda söylüyorsa ve “en son bakan gelir” diye de üstüne üstlük cezacı bir pişkinlik sergiliyorsa Allah o uçaktaki yolcuları korumuş.

Allah muhafaza, ya bir de “kazandık işte uçağı ben kullanıcam, hazmedeceksiniz” deseydi ve “kapatın kapıları” deyip kokpite girmeye kalksaydı ne olurdu ? Bunca “muhteris muktedir“in ya da “iktidarsız muhteris”in köşe kaptığı ülkemde içmeden pilot olmak sevdasına kimler karşı çıkardı; kalkan parmakları göreyim ! Sen niye sadece orta parmağını kaldırıyorsun ki !…

Ne günlere kaldık Allah’ım !

02.06.2023

Öykücü