Yaşam Büfesinde “Kitap ve Kursak”

“…Çocukluğumda hayalim olan xx ciltlik ansiklopedi vitrinde duruyordu ve parasızlıktan dolayı sahip olma isteğim kursağımda kalmıştı (kursak kimlerde bulunur ?). Alabilseydim; alim olurdum. Diploma sıkıntım da olmazdı. Şimdi çok param var ve o ansiklopediyi her gün okuyorum ve “A” dan “Z” e ezbere bildiğim için modern audiovisüel süflöre gerek kalmadan su gibi konuşuyorum sahnelerde (biz bir köyde kırk kişiyiz; birbirimizi iyi tanırız: at martini debreli hasan…). Seçim öncesi bilmediğimiz neler varmış meğer ! Kimlerin ne kitap sevdası varmış da biz bilmiyormuşuz. Öte yandan bir televizyon kanalının Avrupa kanalında Ali Sunal‘ın “Kitap Sevgisi” ile ilgili önerilerine kulak verdim ve gerçekle yalan arasına sıkışıp kaldım. Asiye nasıl kurtulur ? Ya da kuyuya düşen Ali nasıl çıkarılır ? …”

NKM 2013 / 2018 Mesajlar ve Öykülerle Öğrenme / Ustalık Yolculuğu / NDOD1

Merhaba

Çeşme’de dün hava yaz gibiydi. Günlük güneşlikti. Sıcaklık 20 dereceden fazlaydı. Bu yıl ilk defa tam Ada turu yaptık. Lalelerin son kalanlarından ve papatyalardan bir demet yaptık. Denize yine 3+1 dilek taşı attık şükür ve dualarla. Bugün adeta kışa döndü. Bulutlar yüksek ama hava puslu ve soğuk. Havanın gelgitleri gibi mi olacak Martın sonu ? Bahar olacak mı ? Nisan aşkları yaşanacak mı ? Yoksa Anadolu çiftçisinin söylediği gibi “Kork Aprilin beşinden öküzü ayırır eşinden” gibi mi olacak ? Yıllar önce söylenen ve anonim olan bu özlü sözün içinde iki sözcük dikkatimi çekiyor. Biri “April“. Demek ki benim Anadolu çiftçim İngilizce biliyormuş ki Nisan’a April , Abril, Ebrul diyormuş (https://www.turkedebiyati.org/kork-ebrulun-abrilin-besinden-okuzu-ayirir-esinden/). Miladi takvimde Aprilin 5 i aslında 15 Nisana denk geliyormuş. Demek ki Martın sonu bahar olsa da 15 Nisanı beklemek gerek. Belli mi olur bahar yine kış kıyamete dönüşür. Bu dönüşüm sadece havada olmayıp insanlara da yansıyabilir. Sevinenlerin sevincini yarım bırakma mesajları bugünlerde gırla giderken (gırla gitmek her ne demekse !) seçilme heveslerinin kursaklarında kalmasını engelleyecek kim, ne var ki ? Diğer sözcük de “Öküz”. Bu sözcük de bu günlerde sahnelere çıktı. Önceleri “Sığır” yaygındı ve cinsellik ayrımı gütmezdi kullanılırken. Şimdilerde “Öküz” olunca popüler sözcük erkekler yine ön plana geçtiler. Yıllar önce de bir Osmanlı Paşası vardı ve lakabı (nickname) “Öksüz” iken sorunu çözümleme biçimi nedeniyle “Öküz” olarak anılır olmuştu. Demek ki neymiş ? “Hiç bir iyilik cezasız kalmazmış” ya da “Cehenneme uzanan yollar iyilik taşlarıyla döşeliymiş” veya “Sevaba gireyim derken günaha girmek” kaçınılmazmış. Internetten ararsanız Cübbeli’nin sesinden “Çadır Öyküsü“nü de dinlersiniz (http://www.dursunozden.com.tr/?p=3468). Nisan ayında beklenmedik kasırga, fırtına, don ve benzeri doğa olaylarıyla eşinden ayrılmak zorunda kalan öküzü daha sonra nerelerde göreceğiz bakalım ! Kasapta mı, sabanda mı yoksa çok bilinen şekliyle “… Su nerde ? Öküz içti. Öküz nerde ? Dağa kaçtı… Dağ nerde ?…” anlatımının sonu gibi mi olacak ? Yoksa Londra’da pusuda bekleyen yabancı öküzlerin arasına mı karışacak ? Bunlardan sıyrılabilirsem NKM olarak beş yılımı paylaştığım “Öğrenme ve Ustalık Yolculuklarıma” kısaca değineceğim.

Altı yıl önce ikinci yaşına giren Netgillerin ikinci adımı olan Netin’de de beraberlik rolü üstlenmiştim. Beraberliklerim birkaç buluşma türünde somutlaşıyordu. Hâla da sürüyor. Ben 2013/2018 arasındaki beş yılıma bakacağım için “dılı ya da mışlı geçmiş” yüklemlerle açıklamaya çalışacağım. Arşivime baktım. Bulabildiğim video kayıtlarımdan kimi ana mesajları ve bu mesajları pekiştirme amaçlı öykülerimi seçtim. Bunlardan bir kolaj oluşturdum. Vazgeçemediklerimin toplam süresi bir saati aştı. Bir belgesel nitelik taşıyabilir diye yazıma ekleyecek formata çevirdim ve ekledim. Özellikle Netingillerin izlemesinde yarar umuyorum. Her nedense 2015 yılına ait bir kayıt bulamadım Çeşme’de yanımda olan harici belleklerde. Belki İzmir’dekilerde vardır. Öğrenme ve Ustalık yolculuklarımın toplantı şekline dönüşen örneklerine baktığımda birkaç tür, birkaç format gördüm.

*Birkaç kişilik “Diyalog” toplantılarım;

*Benimle beş kişilik “Kurucu Ortaklar” toplantılarım;

*Tüm çalışanlarla birlikte “MOTES” toplantılarım;

*Dönemsel (çeyrek, yarıyıl ve yılsonu) “Performans” toplantılarım;

*Herkesi satışçı gören ve “Yaşam Becerileri“ni kapsayan “SSTC” toplantılarım ve

*Satış ve İş Geliştirme Direktörü (SİGD) nün katılımıyla 2017 sonu ile 2018 yılında yoğunlaşan “Karma” toplantılarım olduğunu görüyorum.

Beş yılın öğretileriyle 2019 un zor koşullarında yükseltilen çıtanın eklediği ekstra yüklerle neleri, nasıl ve neden yapıp yapmayacağımıza bakmak için 2018 yıl sonundaki “Strateji Tuvali” söz verişlerine bakacağım. Bundan önce şu “Kitap” konusunda Ali Sunal‘ın sözlerini paylaşmak istiyorum. Çocuğunuzun kitap okumasını istiyor musunuz ?

Bu soruya yanıtını “Evet” se şunları yapın:,

1.Önce siz kendiniz bol bol kitap okuyun. Çünkü çocuğunuzun örnek aldığı rol model sizsiniz.

2.Çocuğunuza yeni yeni kitaplar alın ve onun kendi kitaplığını kurması için teşvik edin.

3.Gece yatmadan önce mutlaka kitap okuyun.

4.Okurken bir sessizlik molası verin ve okuduğunuzla ilgili olarak çocuğunuza soru sorun.

5.Okuduğunuz konudaki kahramanlardan biri siz olun ve birini de çocuğunuz olsun. Okuduğunuzu içselleştirerek, kitaptan ana taşıyarak okumayı eğlenceli, keyifli kılın.

Vitrindeki ansiklopediye olan heves kursağınızda kalmasın. Samimiyetine inanabilsem ki inananlar var ki daldan dala her akla geleni görselleştiriyor 31 Marttan önce…Rahmetli Özal en azından Red Kit okurdu (doğru mu anımsıyorum ?). Ya şimdikinin ağlak halleri ! Yalandan kim ölmüş ki ? Her neyse “kitap ve kursak” bu boyutta kalsın. Bu arada konuyla pek ilgili olmasa da Hint Felsefesinin ana prensipleri başlığı altında dikkatten ilgi alanıma yükselen dört konuyu da araya sıkıştırmak istiyorum:

1.Karşına çıkan kimse, her kimse doğru kişidir > Ya bir yere götürür; ya bir şey öğretir.

2.Yaşanmış olan her neyse sadece yaşanabilecek olandır > Dersini al.

3.Başlangıç yaptığın her an doğru andır > Demek ki hazırdın ki başladı.

4.Bitmiş olan bir şey bitmiştir > Deneyimiyle ileriye bak.

Şimdi gelelim Netgillerin ikinci varlığında 2013/2018 arasında geçen beş yılımdan iki ana mesaja:

Bunlardan ilki “Diyalog” geliştirme amaçlı olan “32 Küçük Beceri (Paris/05.2005)” den iki tanesini içeren “Etkili Toplantı Yönetimi” ve “Check-in/Beklentiler” konusundaki 2013 yılı toplantılarımdan biri… Bu buluşmadaki amacım; kurucu ortaklar için ikinci yılda “Stratejik Niyet (Strategic Intent)” konusunu netleştirmektir. Uzun vadeli bakışlarda ortak hedefi somutlaştırmaya çalışmaktır. Bunu yaparken de “Bu toplantıdan ne bekliyorsunuz ?” sorusuna örnek olsun ortaya koyduğum kişisel beklentimi ise “Herkesin niyet ve zihniyetinin dile getirilmesi ve bunun herkesçe net anlaşılması” olarak kayda geçiriyorum. Peki ya daha sonraları neler oluyor ?

Kimsenin sabrının bir saati aşkın uzunluktan olan bir filmi izlemeye yeter olduğunu sanmıyorum. Buna rağmen buna emek verip bloguma, yazıma ekliyorum. Neden ? Paylaşılan arşivde yerini alsın diye; meraklısı istediği ana mesajları seçip içselleştirip geliştirsin diye. Beş yılımın ana mesajlarının tümü (2015 yılı hariç; o yıla ait video kayıtlarımı şimdilik bulamadım) özellikle Netingiller tarafından bilinsin diye. Seçmelerle kimi mesajları güncelleme ve pekiştirme için bir arşiv niteliği taşısın diye.

“Diyalog Geliştirme” ile başlayan, “MOTES” ve “SSTC” ile devam eden öğrenme yolculuklarının filme giren son karesi 2018 yıl sonu toplantısıdır. Bu toplantıda 2019 yılının zor bir yıl olacağı ve öngörülen büyüme için “Sürdürülebilirlik (Sustainability)” konusunun esas olduğu vurgulanmıştır. Şimdi o toplantının sonunda kişilerin zor yıl için taahhütleri, söz verişleri olan “Strateji Tuvalleri” ni inceleyerek 2019 Q1 Değerlendirme Toplantısına hazırlık yapacağım.

CINOS’un üç evresinde bir kaç kez yaşadığım “Zor Yıllar“dan öykülerle zenginleştirmeye çalıştığım anılarımın yansıması olan kolajda görüleceği gibi; zor yıllar öğreticidir (Sultananın Sultanları / Manisa-1994). Zor yıllar bütünleştiricidir (PL nin Cengaverleri / Manisa-1994). Zor yıllar potansiyeli açığa çıkarır ve yaratıcılığı, inisiyatif kullanmayı, sınırları zorlamayı öğretir (Malatya’nın Maymunları / Malatya-1998). Unutmayın, çıktığınız yolda engeller yoksa o yol sizi hiç bir yere çıkarmaz. Güç sizde. Siz yeter ki isteyin ve isteğinizi bilgi ve beceri ile destekleyin. Her şey sizin ellerinizde. Yolunuz açık ve aydınlık olsun.

Öykücü