Yaşam Büfesinde “4UPs (foraps)”

“…Yaban kazları mevsimlik uçuşlarda bir araya gelir, toplu halde hedeflerine yönelirler (NKM:Üç sembolümüzün ilki pusula ve anlamı: Neredeyiz ve nereye gidiyoruz ?). “Hepsi bir arada” ifadesi, şirket stratejisi açısından önemli bir örnek olacaktır. Her yaban kazı apayrı bir şekilde mevsimlik uçuş gerçekleştirirse, hepsi tek tek yok olur. Oysa “takım halinde” gerçekleştirilen uçuşlar onlara bir başka avantaj daha sağlamaktadır. Takım halinde uçan kazlar, bu yönleriyle hem rüzgarın gücünü kullanıyor, hem de yönlerini ekip olarak daha iyi görebiliyorlar (NKM: Netdirekt’te öylesine bir paylaşım ve birbirinin öğrenme yolculuğuna destek var ki tıpkı kazların uçuşundaki takım olma etkisi). “Vizyon” diyeceğimiz, “önünü görebilme” stratejisi, ekibin toplu halde fakat bir düzene uyarak bir araya gelmesi stratejisidir (NKM: Uzun vadeli yatırımlar ve hedef için “strateji”, hedefe ulaşmak için her yolu içeren orta vadeli “taktikler” ve rekabet edebilmek, ayakta kalmak için kısa vadeli “operasyon“ların hepsinin ana mesajları “kazların “V” uçuşunda” gizlidir. Şirkette herkes “V”düzeni almalıdır. “V” uçuşuna geçmelidir. “V” uçuşunun 3 faydası vardır…).

Merhaba

Rodos dönüşü Netdirekt’te yeni bir “Konuşma Halkası” sohbeti gerçekleştirdim. Bu toplantıdan kimi esintileri ekli filmde ve aşağıdaki açıklamalarımda göreceksiniz. Adına “PreMOTES” de diyebileceğimiz bu Teknik Bölüm buluşmasında aşağıdaki bir müşteri memnuniyeti yazısının etkisi oldu.

“…Merhabalar Netdirekt;

Cloud sunucu hizmetini aldığım siz değerli firmanızda çalışan E….K…. Bey’e ilgi ve desteğine çok teşekkür ediyorum. Kendisiyle her telefon görüşmemizde zor anımda bana sınırsız yardımıyla ve içtenliği ile kendisine saygı ve sevgilerimi iletiyorum. Gece kavramını hiçe sayıp telefonda karşıdaki insanı tanımadan elinden geldiği kadar sınırsız hizmeti sağlayarak firmanıza değer katıyor. Kendisine tekrardan buradan yardımları için teşekkürü borç bilirim. Alper Songur / 25.04.2015…”

İşte misyonumuz olan “Biz, Netdirekt olarak tüm internet servislerinde müşterilerimize kesintisiz kolaylık sağlarız” ifadesinin alt yapısı böyle bir şey. Hak edebilmek ne güzel. Kutlarım.

Ben de benzerini Rodos sonrası MXN için RXM için yapmak isterdim. Ancak söz konusu olanların daha birkaç fırın ekmek yemeleri gerekecek. Şahıs ve kurum ismi vermeden yaptığım azıcık eleştirel geribildirime sessiz kalışları bana eski bir Nasrettin Hoca fıkrasını anımsattı.

Ülkemizin gerçekten yoksul olduğu günlerdi. Bugün sahne alan hırsızlar, arsızlar, utanmazlar, kasacılar, kutucular yokken, böylesine bir soygun yaşanmazken ülkemiz gerçekten yoksuldu. Ne yoksulluk utanılan bir konuydu, ne de varlıklı olmak böylesine yüzsüzlük, acımasızlık ve insan yeme sanatı değildi. İşte o günlerde tıpkı Nasrettin hoca fıkrasında olduğu gibi “ayrana ekmek doğramak” bir öğün yemek demekti. Bunun için ekmek bakır tastaki ayrana doğranır ve kaşıkla bastırılırdı. Yer sofrasında yemek yenirdi. Hoca sofradaki bakır tasa konmuş ayrana ekmek doğrarken karısının da kaşıkla bastırmasını ve kendisini beklemesini ummaktadır. Ancak karısı hocanın doğradığı ekmekleri kaşıkla bastırıp beklemek yerine durmadan yemektedir. Hoca bakar ki ekmekler ve ayran bitmek üzeredir ve henüz bir lokma bile yememiştir. Hoca kızar. Elindeki kaşıkla karısının alnına vurur. Karısı düşüp bayılır. Hoca baygın yatan karısına bakar ve “Ne doğrarsın ne basarsın, kaşığı yiyince de küsersin” der. Tıpkı onun gibi aldıkları geribildirimi hazımda zorluk çekmekte olsalar gerek ki ses yok; küstüler sanırım. Halbuki blogtaki yazıma eklediğim üst yazıya önce Utku’dan bir telefonla mesaj geldi: “Kilo almış mısınız ?” dedi. Ne kadar ince bir yaklaşım. Anlamı: “Yazınızı iyi okudum ve satır arasına gizlenmiş mesajı (yola 66,7 kg ile çıktığımı) aldım”. Helal olsun. İletişimde ustalık böyle oluşuyor. Diğer yanıt da sevgili Fatoş’tan ve mesajının başlığı da “kıskandık”. Teşekkürler.

Kazların V Uçuşu” çok anlatılan eski bir öyküdür. Buradaki anlatımda önemli olan öykünün hemen içinde yerleştirilmiş “ekip çalışması” ana mesajlarıdır. Esas olarak Netdirekt’te ve zaman zaman diğer kurumlarda öğrenme yolculuğuna çıkarken “Pusula, Ayak izleri ve Saat” sembollerini kullanırım. Beş gün önce yaptığımız toplantının adı “PreMOTES/Konuşma Halkası” idi. Teknik bölümde toplanmıştık. İlk önce: “Patronun amacı nedir ?”sorusuna yanıt aradık ve iki temel amaçta buluştuk:

1.Kâr etmek (ve ayakta kalmak > rekabet etmek > büyümek > gelişmek > değişmek > değişmek) ve

2.İtibarı korumak (yukarıdakilerin hepsi için “süreklilik”).

Böylece Deniz, Suat ve Engin derken ekipte herkeste var olan açık, gizli başarı öyküleriyle tüm çalışanların bu iki temel beklentiye katkılarına dikkat çektik. Daha sonra “Patronun 3P’si nedir ?” sorusunu ele aldık ve

1.P1 (Profit) > Kâr etmek (ki bunun için “katma değerli ürün ve hizmetler”e ağırlık veriyoruz)

2.P2(People) > İnsanları korumak, geliştirmek (ve bunun için hem iç ilişkilerimize ve hem de müşteri ilişkilerimize özel bir önem veriyoruz) ve

3.P3(Planet) > Gezegeni, çevreyi korumak (ki bunun için RESNET ile tükettiğimiz enerjiyi sağlamak için zor işlere girişiyoruz).

Sanırım 2012 Ocak ayındaydı. Antalya’daki bir toplantıda moderatördüm. Yukarıdaki üç temel konuyu bütünleştirip “para kazanırken iyilik yapabilmek” konusuna dikkat çekmiştim. Öyle bir grupla birlikteydim ki gerek Türkiye’deki hızlı büyümelerinde, gerek Şili’den Meksika’ya uzanan üretim ve yatırımlarıyla Çin’de yoğunlaşan girişimlerine bakınca gerçekten de “para kazanırken iyilik yapabilmek” tam da onların harcıydı. Mesajın satır aralarında kaybolup gittiğine eminim. Bu mesajı vurgulayıp de öne çekebilselerdi başarılarını kimbilir nasıl bir perçilemiş olacaklardı. İşte bu noktada “COPCU” nun “O” su olan “Opportunity/Fırsat” mesajındaki “Camdaki Kırlangıç Öyküsü” önemini göstermiş oluyor. Anlayana sivrisinek saz anlamayana sazı….az.

Şimdi yine “Konuşma Halkamıza (04.05.2015)” dönelim. Katılımcıların ellerindeki fotokopide “stratejik üçgen“imizin kenar uzunluklarını Teknik Ekip’in algılarında görebilmek istiyorum. Bakalım nasıl üçgenler orata çıkacak (eşkenar, ikizkenar, vs).

1.Kalitemiz (ürün ve hizmet) ne kadar iyi ?

2.Maliyetimiz / fiyatımız ne kadar uygun ?

3.Ne kadar hızlıyız ?

Toplantı bitiminde iki kişiden (TM;TDU) görüşleri aldım. Her ikisinde de ideale sadece bir adım kalmış üstün değerler ortaya konmuş. Bana göre hem iyi hem de iyiden önce düşünmeye değer. Sanki sonuca razı olmak ve yapacak bir şey kalmamış olması gibi.

Toplantımızın ana konusu “Büyüyüp gelişiyoruz; değişip dönüşüyoruz; projelerimiz, açılımlarımız, yeni sektörel beraberliklerimiz artarken hangi temel değerlerimizi koruyup geliştirmeliyiz ?

Ayak izindeki beşinci destek, beşinci güç olan “Topuk Desteği”ile simgelenen Netdirekt değerlerimize ben “4UPs / Foraps” adını verdim. Konuşma Halkasında bu değerleri birlikte bulduk ve yazıma ekli video filminde özetlendiği gibi bunları:

1.UP1 (UD) > Updating (Güncellik);

2.UP2 (UC) > Upcreating (Yaratıcılık);

3.UP3 (US) > Upskilling (Beceriklilik) ve

4.UP4 (UG) > Upgrading (Özgünlük) ki böylece kendi kulvarımızı oluşturuyoruz.

Sözün özü; oyunu kurallarına göre oynayarak rekabet edip hayatta kalmak ve oyunun kurallarını yazarak rekabet üstü olmak ve büyüyüp, gelişmek ve değişip dönüşmek için Netdirekt üreticileri, yöneticileri ve liderleri hep aydınlık yollarda “3P” hedeflerine ulaşmayı, “4UPs” değerlerini koruyarak hep aydınlık yollarda gerçekleştireceklerdir. Yolları açık olsun.

Öykücü